* Şahzod İslamov
Müşahede edilen son 5 yıl içerisinde (2016-2021) Özbekistan’da yapılan ıslahatlar, ilmi ve akademik ortamlarda yeni bir süreç/dönem olarak adlandırılmaktadır. Zikredilen bu kısa zaman dilimi içerisinde Özbekistan’da yapılan çeşitli alanlardaki yenilikler, toplumun ve devletin gelişimine, halkın huzur ve saadetini sağlamaya hizmet etmektedir.
Bu tür yeniliklerin hukuki zemine taşınması ve süreklilik kazandırılmasını gerçekleştirmeye yönelik olarak, 2017-2021 yıllarında Özbekistan Cumhuriyetinin Gelişimini esas alan beş ayrı alanda “Hareketler Stratejisi” kabul edildi.
Hareketler Stratejisinin beşinci alanında inanç özgürlüğü ve milletler arası huzuru temin konularına bilhassa özen gösterilmiştir. Bu anlamda, Cumhuriyet içerisinde yapılmakta olan faaliyetler, toplumlararası birlik-beraberlik, şefkat ve adalet zeminini daha da pekiştirmektedir.
Bugün 34,5 milyonluk nüfuslu Özbekistan, halkının içerisinde etnik ve inanç farklılıklarına saygı duymakta, onların öz değerlerini muhafaza ve geliştirme, inanç özgürlüğünü sağlamaya yönelik hakları anayasa ve kanun kefaleti altında tutulmaktadır.
Geçtiğimiz bu kısa zaman dilimi içerisinde, Özbekistan Cumhurbaşkanı sayın Şevket Mirziyoyev tarafından dini-manevi alan faaliyetini derinden pekiştirmeye yönelik önemli adımlar atıldı.
Birincisi: 2016 yılının 18 Ekim’inde Taşkent’te İslam Birliği Teşkilatı Dış İlişkiler Bakanları 43. Meclis Oturumunda Özbekistan Cumhurbaşkanı tarafından Semerkant’ta İmam Buhari Uluslararası Araştırma Merkezini teşkil etme konusu kararlaştırıldı.
Kurulan İmam Buhari Uluslararası Araştırma Merkezi çok kısa bir sürede Mısır, Türkiye, Malezya, İngiltere, Fransa, Almanya’daki Uluslararası İslam Merkezleri ile iş birliğine yönelik ilişkiler oluşturup, beraberinde büyük ilmi projeleri uygulamaktadır.
Üç yıllık faaliyetleri esnasında Merkez tarafından büyük önemli alimlerimizin 30’a yakın eseri tercüme edildi. Nitekim, yurt dışı bilim adamları ve ilahiyatçılar, İmam Buhari Uluslararası Araştırma Merkezi’nin Orta Çağa ait ilmi mirası öğrenmeye yönelik olarak yürütmekte olduğu faaliyetlerin uluslararası çapta olduğunu beyan etmektedir.
Yakın zamanda, Merkez alimleri tarafından İmam Maturidi’nin dünyaca meşhur “Te’vilat’ül-Kur’an” eseri ilk defa Özbekçeye çevrildi. Hiç kuşkusuz bu eser, Cumhurbaşkanımızın girişimleri ile 1100 sene sonra milletimize öz ana dili ile iade edildi.
Merkez, eşsiz eserleri ile İslam dininin inkişafına önemli katkılarda bulunan İmam Buhari, İmam Tirmizi, Mahmud Zamahşeri, Burhaneddin Merginani gibi alimlerin eserlerini öğrenme, araştırma, Özbekçeye tercüme ve tetkikleri, şerhleri ve eleştirel metinlerini hazırlama – elbette bu kolay bir iş değildir- faaliyetlerini yürüttü. Bu tür faaliyetler herkesin yapabileceği bir iş değil. Bunun için çokça ilim ve tecrübe, çokça sabır ve takat lazım gelir. En önemlisi Allah’ın lütfettiği kabiliyet, feraset ve incelik gerekir.
İğne ile kuyu kazma gibi böylesi meşakkatli bir işin zahmet ve mesuliyetini bizzat başından geçenler bilir ve anlarlar. Nice yüzyıllar öncesine ait dünyanın çeşitli bölgelerinde muhafaza edilen klasik kaynakları modern dönem şartlarına göre hazırlamak hiç de kolay değildir. Özbekistan Cumhurbaşkanı böylesi hayırlı bir işe göz nurunu, akıl ve ömrünü harcamakta olan alim ve araştırmacılarımıza, din alanında faaliyet yürütecek akademisyenlere, her türlü desteği vermeye ve uygun çalışma ortamı hazırlamaya oldukça önem vermektedir.
İkincisi: Özbekistan Cumhurbaşkanı 2017 yılında BMT’nin 72. meclisine katılıp, uluslararası meydanda İslam dinine yönelik, müşahede edilen olumsuz tavırlara karşı kesin duruşunu beyan ederek bu konuyu şöyle vurguladı: “Biz kutsal dinimizi zorbalık ve kan dökme ile aynı hizaya koyacak kimseleri kesinlikle yadırgarız ve onlar ile hiçbir zaman uzlaşamayız. İslam dini bizleri iyilik ve barışa, insani faziletleri muhafaza etmeye davet etmektedir.”
BMT (Birleşmiş Milletler Teşkilatı)’de Özbekistan Cumhurbaşkanı dünya umum cemiyetine Özbekistan’daki İslam Uygarlık Merkezi’ni oluşturma projesi hakkında söz etti.
İslam Uygarlık Merkezi, kendi amaç ve maksatlarına göre eşsiz ve özgün bir proje olup İslam dininin ilmi-manevi zenginliği, mucit yapısını ve özelliğini irdelemeye yöneliktir.
Geçtiğimiz yıllarda Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Uygarlık Merkezi binası inşaatını birkaç defa ziyaret ederek, onun önemi, milletimiz, bilhassa gençlerimizi İslam’ın berrak hakikatleri rehberliğinde yetiştirme konusunda önemli teklif ve önerilerde bulundu.
Ek olarak, Özbekistan Cumhurbaşkanının girişimleri ile BMT ana merkezi meclisinde “Maneviyat ve İnanç Özgürlüğü” konusunda bir takım yeni kararlar alındı. Bu kararlar BMT üyelerinin 100’ü aşkın katılımcıları tarafından onaylandı.
İlgili karar ve yenilikler, kardeşlik hukukunu ve karşılıklı saygıyı empoze etmek, inanç özgürlüğünü sağlamak, inananların haklarını muhafaza, onların küçümsenmesi ve yadırganmasını engellemek gibi konularda birtakım önlemler almakta ve bunları desteklemektedir.
Üçüncüsü: Bugünkü zorlu süreçte ve tehlikeli çağda modern sorunlara karşı ayakta durabilecek, derin ilim ve geniş bakış açısına sahip, dini ilimleri noksansız özümseyen uzmanları yetiştirmek oldukça önem arz etmektedir. Bu gaye doğrultusunda 2018 yılında Özbekistan Uluslararası İslam Akademisi oluşturuldu.
Şanlı ecdadımızın İslam medeniyeti ve maneviyatı inkişafına katkılarını tetkik etmek, genç nesilleri ahlaklı bireyler olarak yetiştirmek, bu kurumun birincil vazifelerindendir.
İmam Buhari, İmam Tirmizi, İmam Darimi gibi büyük ecdadımızın oluşturduğu hadis ekollerinin faaliyetlerini tekrar ihya etmek ve pekiştirmek, onların bıraktığı zengin mirası öğrenmek amacıyla SEMERKANT HADİS İLMİ MEKTEBİ oluşturuldu.
Son model teknolojik alt yapı ile donatılan bu eğitim kurumuna dünyaca ünlü Al-Azhar Üniversitesinden profesörler misafir öğretim elemanı olarak getirildi. Arap-Müslüman beldelerinden 1000 adet, 8000 kg ağırlıkta modern edebiyatlar, ilmi kaynaklar getirildi.
Buhara ilindeki meşhur dini eğitim kurumunun İslam beldelerindeki mevkiine göre dini araştırmacıları yetiştirmedeki önemine binaen Mir Arap Medresesi de teşkil edildi. Öneme haiz olan bir diğer konu ise, Mir Arap medresesi faaliyetleri esnasında sadece memleketimizde değil belki Orta Asya devletleri içinde dini ilimleri iyi bir şekilde kavrayan uzmanları hazırladı. Günümüzde Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan gibi devletlerinde medfun bulunan veya hayatını sürdüren birçok alim işte bu beldede yetişmiştir.
Binaenaleyh Tirmiz diyarlarında da büyük muhaddis İmam Tirmizi adına nispetle İmam Tirmizi Uluslararası Araştırma Merkezi de faaliyetlerine başladı. Bu araştırma merkezi tarafından İmam Tirmizi, Hâkim et-Tirmizi ve diğer Tirmizi alimlerinin 14 eseri Özbekçeye kazandırıldı.
Müslümanların itikadi terbiyelerini üstlenen, onları doğru yola iletmeyi hedefleyen İmam Maturidi ilmi geleneği modern çağda güncelliğini koruması hasebiyle bu ilmi mirası araştırmak, öğrenmek ve öğretmek üzere İmam Maturidi Uluslararası Araştırma Merkezi de oluşturuldu.
Bu kurumda, halkımıza İslam’ın berrak hakikatlerini ve akidevî hikmetleri öğretme konusunda öncülük etmektedir. Genç nesilleri taassup geleneğinden ve milli değerlerimize hilaf olan duygu ve düşüncelerden koruma noktasında “Cehalete karşı marifet” sloganıyla faaliyet göstermekte olan bu kurumlar kanaatimizce oldukça önemli hizmetler yerine getirmektedir.
Dördüncüsü: Özbekistan’da dini alan vekilleri, özellikle imam-hatiplerin toplum içerisinde birlik-beraberlik ve barışı güçlendirme konusundaki önemine ayrıca özen gösterilmektedir. Ziyaretgahlar ve camileri, dini eğitim kurumlarını korumak ve kollamak adına “VAKIF” hayır kurumları da oluşturuldu.
Cumhurbaşkanımızın girişimleri ile dinimize hizmet eden şanlı ecdadımızın anısına Taşkent şehrinde “İmam Tirmizi”, “Şeyh Muhammed Sodik Muhammed Yusuf”, “Suzuk Ata” cami oluşumları, Nemengen ilinde “Sultan Uveys el-Karani Temsili Türbesi”, Buharada “Bahauddin Nakşibend ve Yedi Pir”, Şerobod da “İmam Tirmizi Ziyaretgahı”, Ürgenç de “Ahun Baba Mescidi”, Hive de “Pehlivan Mahmud Ziyaretgahı”, Nukus da “İmam Eşan Muhammed Mescidi” ve yine birçok manevi menzillerde geniş çapta çalışmalar ve yenilikler yapıldı. Çok kısa sürede bu tür mekanlar güzel ve feyizli meskenlere dönüştürüldü.
Özellikle bin yıl öncesinde yaşayan, itikadi anlamda birçok eserler telif eden alim Ebu Muin en-Nasafi’nin ziyaretgahı yeniden restore edilerek ziyaretçilerine kavuşturuldu. Alimin “Tebsiretu’l-Adille” eseri tercüme edilerek okuyucusuna kavuştu. Bu eseri okuyan okur İslam’ın berrak hakikatlerini daha da iyi kavrıyor ve zararlı duygu ve düşüncelerden arınıyor.
Son dönemlerde Özbekistan’da imam ve naiplerin de ilmi ve mesleki eğitimlerini geliştirmeye özel ilgi gösterilmektedi. Bu amaç doğrultusunda Uluslararası İslam Akademisi’nin meslek içi eğitim merkezi ve 4 ayrı şubesi faaliyete başladı. Bu merkezlerde her yıl 100’ü aşkın imam ve naipler güncel sorunlara yönelik çözümler doğrultusunda eğitim almaktadır.
Beşincisi: Maveraünnehir -günümüzdeki Özbekistan- ilim-fen ve medeniyetin tarihi merkezi sayılır. Muhammed Harezmi, Ebu Reyhan Biruni, Ahmed Fergani, İbn Sina, İmam Buhari, İmam Tirmizi, İmam Maturidi, Mahmud Zamahşeri, Mirza Ulubey, Ali Şir Nevai gibi alimler, büyük mütefekkirler devrin Maveraünnehir’de nasıl birinci ve ikinci Rönesans devrine başlangıç yaptıysa, Yeni Özbekistan’da bu büyük simalar adı ile oluşturulan merkezler, eğitim ve ilmi-araştırma müesseseleri üçüncü Rönesans döneminin temeli mahiyetinde olması temenni edilmektedir.
Bu alandaki yeniliklerin önemli bir diğer amacı ise, Özbekistan’ın insani ve İslami uygarlıklara katkılarını empoze ederek genç neslin marifete doğru rağbet etmesini sağlamak, disiplinler arası gelişimin zengin kültürel mirasa dayalı yeni alanlara yol açması olarak söylenebilir.
Altıncısı: Çeşitli dini akımların tesirine girerek yaptığı işlerden pişman olan 20 binden fazla vatandaşın aklanarak, topluma tekrar kazandırılması noktasında onları desteklemek.
İtiraf edilmeli ki, günümüzde İslam dünyasında karşılıklı iş birliğini pekiştirmek, önümüzde duran mevcut sorunlara çözüm üretmek ve ümmet birliğini güçlendirerek İslam beldelerindeki imkanları ve başarıları gözden geçirmek önem arz etmektedir.
Bu anlamda, Özbekistan’daki İslami araştırmalar merkezleri tarafından dünyanın önde gelen Dini Merkezleri ile iş birliği yaparak şanlı ecdadımızın ilmi mirasına yönelik uluslararası konferanslar tertip edilmektedir.
Özellikle 2020 yılının 3-4 Mart günleri Semerkant şehrinde “İmam Maturidi ve Maturidilik Geleneğinin Dünü ve Bugünü” başlığı altında uluslararası yüz yüze sempozyum gerçekleştirildi.
Sempozyumda dünyanın 15 ülkesinden 55’den fazla meşhur alim, müftü, Maturidi uzmanı, 100’ü aşkın yerli araştırmacı katılım sağladı. Binaenaleyh Mısır baş müftüsü, Al-Azhar camiası şeyhi Ahmed Tayyip başta olmak üzere 19 adet Mısırlı ünlü alimler bu sempozyuma katılım sağladılar.
Bu site içeriğinin telif hakları Stratejik Düşünce Enstitüsü’ne ait olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak alıntılar dışında önceden izin alınmaksızın hiçbir şekilde kullanılamaz ve yeniden yayımlanamaz. Bu sitede yer alan SDE'nin kurumsal bilgileri ile SDE Akademik Personeli'nin çalışmaları dışındaki diğer görüş ve değerlendirmeler, yalnızca yazarının düşüncelerini yansıtmaktadır; SDE'nin kurumsal görüşünü temsil etmemektedir.